Yapay-Zekanın-Grafik-Tasarima-Etkileri

Yapay Zekanın Grafik Tasarıma Etkileri

Günümüzde teknolojinin hızla ilerlemesi, birçok sektörde önemli değişikliklere yol açıyor. Bu değişimden en fazla etkilenen alanlardan biri de grafik tasarım. Yapay zeka, tasarım dünyasına getirdiği yeniliklerle sadece efektif iş süreçlerini değil, aynı zamanda estetik anlayışı da baştan tanımlıyor. Bu yazıda, yapay zekanın grafik tasarıma etkilerini inceleyeceğiz.

1. Otomatik Tasarım ve Yaratıcılık

Yapay zeka, tasarım süreçlerini hızlandırarak ve otomatize ederek tasarımcıların yaratıcı potansiyelini artırıyor. Otomatik tasarım araçları, renk paletleri, kompozisyonlar ve tipografi gibi temel tasarım unsurlarını belirlemekte ve uygulamakta tasarımcılara yardımcı oluyor. Bu da tasarım sürecini daha verimli hale getirerek tasarımcıların daha fazla zamanlarını yaratıcı düşünceye ayırmalarını sağlıyor.

2. Kişiselleştirilmiş Deneyimler

Yapay zeka, kullanıcıların davranışlarını ve tercihlerini analiz ederek kişiselleştirilmiş grafik deneyimler sunabilir. Web siteleri, uygulamalar ve diğer dijital platformlar, kullanıcıların geçmiş etkileşimleri temelinde özel içerikler ve tasarımlar sunabilir. Bu, kullanıcıların daha kişisel ve anlamlı bir deneyim yaşamalarına olanak tanır.

3. Veri Analitiği ile Bilgi Sunumu

Grafik tasarımda kullanılan veri analitiği, yapay zeka sayesinde daha etkili hale geliyor. Yapay zeka, büyük veri setlerini analiz ederek önemli bilgileri öne çıkarabilir ve bu bilgilerin görsel olarak etkili bir şekilde sunulmasına yardımcı olabilir. Infografikler, grafikler ve diğer veri görselleştirmeleri, karmaşık verileri anlaşılır hale getirmekte tasarımcılara büyük kolaylık sağlar.

4. Deepfake ve Sanat

Yapay zeka, deepfake teknolojisi aracılığıyla sanat dünyasında da etkisini gösteriyor. Sanatçılar, yapay zeka algoritmalarını kullanarak yeni ve etkileyici eserler ortaya çıkarabilirler. Aynı zamanda, deepfake teknolojisiyle gerçek dünyadaki nesnelerin veya kişilerin tasarlanmış içeriklerle birleştirilmesi, sürreal ve yenilikçi sanat eserlerinin ortaya çıkmasına olanak tanır.

5. Tasarımın Geleceği: İşbirliği

Yapay zeka, grafik tasarımda daha önce görülmemiş bir işbirliği potansiyeli sunuyor. Tasarımcılar, yapay zeka sistemleriyle bir araya gelerek, daha karmaşık ve ileri düzeyde tasarımlar oluşturabilirler. Bu işbirliği, insan yaratıcılığını ve yapay zekanın analitik yeteneklerini birleştirerek özgün ve etkileyici tasarımların ortaya çıkmasına imkan tanır.

Sonuç olarak, yapay zeka grafik tasarımı dönüştürüyor ve bu değişim, tasarımcıları daha yaratıcı ve etkili olmaya teşvik ediyor. Gelecekte, bu iki alan arasındaki işbirliğinin daha da güçleneceği ve grafik tasarımın, yapay zekanın rehberliğinde, daha heyecan verici bir evreye ilerleyeceği kaçınılmazdır.

Markanizin-kimligi-logo-tasarimi

Markanızın kimliği; logo tasarımı

Bugün, profesyonel bir tasarımcının gözünden logo tasarımının önemini ve gerekliliğini yazacağım. Zira bu konuda bir çok eksik bilgi olduğunu düşünüyorum.

Genel anlamıyla logo; ürününüzün veya markanızın kimliğini yansıtan, karşı tarafa vermek istediğiniz algıyı en kısa ve doğru bir biçimde aktaran, kurumsal kimliğin olmazsa olmazlarındandır. Markalaşma yolunda adım atılan her aşamada, şirketin veya markanın temsilcisi niteliğini taşır. Şahsen ben logo tasarımına başlamadan önce mutlaka saha araştırması yapar, rakipleri iyi analiz eder, ayrıca öne çıkarmak istediğimiz ana fikir üzerinde yoğunlaşarak doğru bir yol çizmeye özen gösteririm.

Tekstilden spor kulüplerine kadar küçük büyük her kuruluşun bir logosu vardır. Müşteriler çoğu zaman logoyu kurumsal bir marka olarak algıladığından, bildiği ve aşina olduğu logonun bulunduğu ürünü almaya yönelir. Dolayısıyla logo sadece bir simge değil aynı zamanda markalaşmanın önemli bir yüzüdür. Bu konuda tüm profesyonel tasarımcılar gibi ben de marka-logo ilişkisinin ayrılmaz bir bütün olduğunu düşünenlerdenim.

Akılda kalıcı bir logo için gerekli olan şeylerden biri sadelik ve doğru renk kullanımıdır. Özgün, temsil edilecek olan kurumun özelliklerini yansıtan, renkleriyle sektöre veya ürüne uyumlu olan bir logo tüketicilere güven duygusu aşılar. Her bir rengin kendine ait özelliği olduğu için, tasarımda kullanılacak olan renklerin rastgele seçilmek yerine bilinçli olarak tercih edilmesi gerekir. Logo tasarımında her detay kendi içinde ayrı bir önem taşıdığından ve logoyu öne çıkaran şey tasarımın özgünlüğü ve renkleri olduğu için gelişigüzel veya sevilen renkler tercih etmek pek profesyonel bir yaklaşım olmaz. Bizzat öneri isteyen kişiler için kurumsal firmayı temsil eden bir desen, motif, sembol vb şekillere ek olarak anlamına göre seçilen bir renk kullanılmasını öneriyorum. Bir sonraki yazımda bu konuya daha detaylıca değinmeyi düşünüyorum.

Günümüzde markalaşma ve logo olmazsa olmaz unsurlardan olduğu için akılda kalıcı ve yaratıcılık barındıran logo tasarımı herkes tarafından kabul edilen ve gerekli hassasiyeti gören bir konu. Birçok şirket, kuruluş ve hatta ülke yönetimi önemli işlerin yüzü olacak logolar için çeşitli yarışmalar düzenleyerek en ideal logoyu bulmayı hedefliyor. Tüm bunlar logo tasarımının önemini ortaya çıkaran detaylardır.

 

Tasarimda-renklerin-dili

Tasarımda renklerin dili

Bir önceki yazımda Logo Tasarımının Önemi’nden bahsetmiş, kurumsal kimlik oluşumunda neler yapılacağı ve logonun nasıl inceliklere sahip olması gerektiğini anlatmıştım. Önceki yazımda kısa bir giriş yaptığım renkler konusunu bu yazıda daha detaylı bir şekilde anlatacağım, çünkü tasarımda renklerin dili öyle basit bir şekilde geçebileceğiniz bir konu değil.

 

Öyle ki sırf renklerin bıraktığı etkiler üzerinden özel logo çalışmaları yapılabiliyor. Bir tasarımcı gözüyle baktığımda kullanılan renklerin tasarımın temel taşlarından biri olduğunu ve tasarımı tamamen iyi veya kötü gösterebileceğini rahatlıkla söyleyebilirim.

Renkler içerdiği anlamlar ile karşınızdaki kişiye karakterinizi, kurumsal kimliğinizi, kişiliğinizi ve hatta hayata bakışınızı bile anlatabilir. Renklerin duyguları yansıttığı, ruh halini şekillendirdiğini fark edebilirsiniz. Düşünün ki mutsuz bir gündesiniz ve dışarıya çıkmalısınız. Kıyafet tercihiniz ne yönde olurdu? Muhtemelen koyu renkler… Bir tasarımı oluşturmak için karamsar bir ruh haliyle masaya oturduğunuzda aynı şekilde tasarımda kullanacağınız renkler karamsar ruhunuzu temsil eden renkler olacaktır. Tasarımcı olarak zaman zaman tecrübe ettiğim bu tip durumlarda genellikle çalışmaya ara verip, bana keyif verecek ruh halimi neşelendirecek şeyler yapmaya çalışıyorum. Bir profesyonel olarak ruh halimi işime yansıtmamak en büyük prensibim. Daima tasarımını yaptığım kurumsal işler için profesyonel bir bakış açısıyla çalışarak renkleri olması gerektiği şekilde kullanmaya özen gösteriyorum.

En çok kullanılan renkler sırasıyla; kırmızı, siyah, mavi, yeşil, kahverengi, mor, pembe şeklinde ilerler. Şimdi bu renklerin çağrıştırdığı, karşıdaki kişiye yansıttığı anlamları inceleyelim.

Kırmızı: Bu renk için çok sık kullanılan bir söz vardır; ‘kırmızı olsun, üç kuruş fazla olsun!’ Sözün çıkış noktası doğru çünkü kırmızı rengi, canlılığı ve dinamizmi temsil eder, bulunduğu ortama mutluluk yayar. Aynı zamanda iştah açan bir renk olduğunu ve gıda sektöründe birçok firmanın logo tasarımında kırmızı rengi özellikle tercih ettiğini söylemeliyim.

Siyah: Siyah genellikle duygusallığı ve hüznü çağrıştırır, buna ek olarak gücü temsil eder. Bizim ülkemizde ve birçok ülkede her ne kadar hüznü, matemi simgelese de siyah Uzak Doğu ülkesi olan Japonya’da birçok ülkenin aksine mutluluğu temsil eder. Bunun dışında asil duyguları temsil ettiği için, belki de en çok tercih edilen renktir.

Mavi: Mavi rengi sonsuz gökyüzünün, uçsuz bucaksız denizlerin rengini temsil eder. Tasarımlarımda kullanmayı sevdiğim renklerden biri olur kendileri. Mavi, huzuru, sakinliği, sınırsızlık duygusunu ve ferahlık duygusunu temsil eder. Saatlerce masmavi bir denizi izlediğinizde depoladığınız huzuru düşünün; işte mavinin etkisi budur ve tasarımda mavi çok önemlidir.

Yeşil: Doğanın ve baharın temsilcisidir yeşil. İçerdiği canlılık sebebiyle enerji yayar, insanı ferahlatır; güven verir. Bu güven duygusunu aşılamak için özellikle finans sektöründe sıkça kullanılır. Gıda ve sağlık sektöründe de çevre ve doğayı çağrıştırmasından dolayı en çok tercih edilen renk olduğunu söylemeliyim.

Kahverengi: Gerçek duyguların ve disiplinin rengidir kahverengi. Kahverenginin insan beyninde hızlandırıcı bir etkisi olduğu yönünde bilimsel bir çalışma çalışmalar bulunmaktadır.

Mor: İhtişam ve lüks yaşamı temsil eder, tasarımlarda çok sık kullanıldığını söylemem. Genç kızların ve hanımların çok sevdiği renk tonlarından olan mor, esasında nevrotik duyguları temsil eder.

Pembe: Pembe rengi insanlar üzerinde mutlu bir etki bırakır. Sevimli, neşeli ve şirin imajını doğrudan yansıtır. Daha çok çocuklar tarafından sevilen ve çocuklarla ilgili sektörlerde kullanılan renk, sevgi ve rahatlığı temsil eder.

Tasarımda renklerin dili gördüğünüz üzere son derece önemlidir. Sadece logodaki tipografi veya amblem detayına önem verilmemeli, özellikle sektörü ve kurumu temsil edecek doğru renklerle logo desteklenmelidir. Sırf logonun ve kullanılan rengin yansıttığı negatif elektrik sebebiyle bile müşteri kaybı yaşanılabilir. Kırmızı etiketli bir su şişesi düşünün, size ne denli sağlıklı veya soğuk hissi uyandırabilir? Benden söylemesi!

ambalaj-tasarimi

3 saniyelik aşk; ambalaj tasarımı

Tasarım meraklıları için bugün önemli bir konuyu ele almak istedim ve ambalaj tasarımını seçtim. Ambalaj tasarımı ürünün kimi zaman önüne geçen, rafta rakipleri arasından sıyrılmasını sağlayan, kısacası onu var eden kıyafeti gibidir. Bir ambalaj ne kadar başarılı tasarlanırsa, hedef kitlesini de aynı oranda kendisine çeker.

Ambalajın temel sebebi her ne kadar ürünü dış etkilerden korumak, onu taze olarak saklamak olsa da, rekabet pazarında ambalajlar tasarımla buluşarak reklam ve pazarlama aracına dönüşür. Ambalaj; ürünü, zedelenmelere, çarpmalara, ıslanmalara ve düşmelere karşı etkilerden korurken aynı zamanda tasarımıyla içerisindeki ürünün varlığını tanıtır, ben buradayım demesini sağlar.

Ürünü konuşturan şey ambalaj tasarımı olduğu için bu noktada tasarımcının yenilikçi ve doğru fikirlerle dolu olması gerekir. Bugüne kadar yaptığım ambalaj tasarımlarında ürünü ön plana çıkartacak, kişilerin algıda seçicilik yapmasına sebep olacak şekilde dikkat çekici, rakip ürünlerin önüne geçecek tasarımlar yapmaya çalıştım. Bunları yaparken ürünün özelliklerini, tarihçesini, müşteri profilini ve rakiplerini iyi araştırmak gerekir. Ancak böyle bir araştırmadan sonda sağlıklı ve başarılı bir ambalaj tasarımı üretilebilir.

Daha önce değindiğim “Tasarımda Renklerin Dili” yazısında olduğu gibi ambalaj tasarımında da renk en büyük etkenlerden biridir. Potansiyel alıcıya yönelik duyguları harekete geçirecek renklerin seçilmesi, satın almaya yönlendirmek için renk analizi yapılması tasarımı başarılı kılacaktır. Kullanılan renkler ambalajı canlı, neşeli, sıcak ve enerjik gösterebilirken soğuk, negatif, kötü duygular yayacak şekilde de gösterebilir. Bu nedenle ambalaj tasarımında kullanılan görseller, desenler, yazı tipi ve en önemlisi renkler hedef kitleye göre doğru seçilmeli, uygun bir şekilde tasarımla birleştirilmelidir.

Araştırmalara göre tüketicinin ürünle göz göze gelip almaya karar vermek için geçirdiği süre 3sn, bu kısa süre içinde müşteriyle duygusal bağ kurup sizi tercih etmesini sağlamak, işte bu doğru bir ambalaj tasarımının gücünü gösterir.
logo-tasarimindaki-hatalar

Logo tasarımında yapılan hatalar

Logo, şahsi ve tüzel bir kuruluşun dışarıdaki yüzü olacağından her detayıyla kişiler ve kuruluşlar için büyük önem taşır. Profesyonel bir tasarımcı olarak, her çalışmamda bu önemi bilerek masaya oturur ve çalışmaya başlarım. Logo tasarımında, renklerden grafiklere kadar her detay firmanın imajını yansıttığından en ufak bir hata dahi prestiji sarsabilir, firmanın imajını zedeleyebilir.

 

Profesyonel tasarım dünyasında birbirinden güzel, yaratıcı tasarımlar olduğu gibi maalesef hatalarla dolu tasarımlar da bulunuyor. Bugün logo tasarımında yapılan hatalara değinerek özellikle mesleğe yeni başlamış olan gençlere yol göstermek istiyorum.

Araştırmadan Tasarım Yapmak

En sık yapılan hatalardan biri araştırma yapmadan sadece kendisine sunulan birkaç bilgiyle tasarım yapmaya başlamaktır. Bu şekilde bir çalışma; eksik, özensiz ve maalesef müşterinin istediğini yansıtmayan sonuçlar doğurur. Bir tasarımcı, logo tasarımı yaparken müşterinin kendisine sunduğu bilgiler haricinde kendi öz araştırmasını yapmalı, logo istenilen sektörün rakip şirketlerini incelemeli ve logonun hizmet vereceği tüketici kitlesini analiz etmelidir.

Fazla Karışık Ve Detaylı Logo Tasarlamak

Logo; basit, sade ve anlaşılır olmalıdır. Şirketin, markanın ismi söylendiğinde kişilerin aklına direkt olarak logo gelir. Birçok tasarımcı bilmeden bu hataya düşüyor ve ne yazık ki logoyu fazlasıyla karışık, türlü detaylara boğulmuş şekilde tasarlıyor. Tasarımdan anlamayan veya tasarımın gücünü önemsemeyen kişiler logodaki bu karmaşıklığı fark etmeyebilir dahası beğenebilir bile fakat bir tasarımcı için bu tarz çalışmalar portfolyo ve tasarım dünyasındaki yeri açısından tam bir başarısızlık kabul edilir. Logo isteyen kuruluşun tüm hizmetlerini logoya sığdırmak logonun karmaşık ve özensiz görünmesine yol açar. Tasarımın her aşamasında logonun, şirketi temsil edecek bir imza, bir imge olarak düşünülmesi işleri kolaylaştırabilir. Bu konuda dünya devi markalar ve logolar incelenerek feyz alınabilir.

Hazır Materyal Kullanmak

Kişiye özel bir logo oluşturmak için logonun tasarım aşamasında kullanılan her materyal (vektör, grafik vs.) özgün olmalı ve sıfırdan oluşturulmalıdır. Hazır vektör ve grafik satışı yapılan yerlerden alınan materyaller logonun benzer olmasına sebebiyet verir ve özgünlükten uzaklaştırır. Satın alınarak logoya dâhil ettiğiniz bir vektörü daha sonra farklı logo ve tasarımlarda görmeniz yüksek bir ihtimal. İşini seven, özen gösteren biriyseniz bunu çalışmalarınıza da yansıtmalısınız. Profesyonel olmak bunu gerektirir.

Yanlış Renkler Kullanmak

Renkler, logo tasarımının bel kemiğidir. Bu konuda yapılan yanlış tercihler logonun grafiksel görüntüsü ne kadar iyi olursa olsun logoyu aşağı çeker ve güçsüz bir görüntü sağlar. Renklerin, duygular üzerindeki etkisini bilmeli ve logo yapılacak sektör, hedef kitle araştırılarak en doğru renk tercihi yapılmalıdır.

Font Karmaşıklığı

Tasarımcı kişiler, yaptıkları çalışmalarda benzersiz fontlar, güçlü karakterler kullanmayı sever. Bir tasarımcı olarak ben de sıklıkla çalışmalarımda fontlardan destek alıyorum. Ancak font kullanırken yapılan en büyük hata birkaç font birden kullanmaktır. Sade ve basit kuralını logonun her aşamasında hatırlamak gerekiyor. Yazı odaklı logo tasarımlarında font seçimi yaparken farklı font seçeneğini iki ile sınırlı tutmak gerekiyor. Bir veya iki farklı font kullanmak normal ve kabul edilebilir bir durumken ikiden fazlası logonun karmaşık ve kararsız gözükmesine sebep olur. Güçlü bir vurgu için en fazla iki font kullanılmalıdır.

markalasmanin_onemi

Markalaşmanın önemi

Markalaşma; ürün, şirket, kişi veya kuruluşların kimlik ve statü kazanma sürecine verilen genel bir kavramdır. Bir ürünün veya kuruluşun mevcut piyasada yerini alabilmesi için gerekli olan şey isim, dolayısıyla markadır. Logo çalışmaları, imaj çalışmaları gibi tasarımsal sürecin hepsi kurumsal kimliğe zemin hazırlamak ve ürünün/kuruluşun markalaşma sürecini tamamlamak içindir.

Piyasada sağlam bir yer edinmek, hedef kitleye ulaşabilmek için sistemli bir şekilde marka çalışması yapılması gerekir. Ürünü temsil edecek logo, şirketi tanıtacak bültenler, hedef kitlenin algısında yer edinecek tüm görsel çalışmalar markalaşma yolunda atılması gereken adımları kapsar. Bugüne kadar yaptığım, içinde yer aldığım tüm projelerde, markalaşma sürecinin kaliteli ve sonuç odaklı olabilmesi için şirkete ve ürüne yönelik özel çalışmalar gerçekleştiriyorum. Bu özel çalışmalar; logo, slogan, reklam jingle’ı, özel paketleme ürünleri veya bir şirket ritüeli olabilir. Dünya markalarını incelediğimizde sadece bir renk bir grafik ile marka olmayı başarmış isimler görmek mümkün. Peki, markalaşma bu kadar kolay mı? Tabii ki hayır. Kimi zaman sadece bir slogan ile marka haline gelmek mümkündür fakat bu aşamaya gelene kadar tüketicilerin gördüğü veya görmediği birçok önemli süreç şirket tarafından, P&R çalışmaları ile gerçekleştirilir. Bir marka oluşturmak için sadece sağlam bir logo oluşturmak veya etkileyici bir reklam filmi hazırlamak asla yeterli olmaz. Tüm bunların altını dolduran ve istenilen düzeye getiren şey fikirler ve uygulamalardır. Yaratılan her fikir, uygulamaya sokulan her çalışma tüketicilerin üzerinde farklı etkiler bırakır. Sosyal sorumluluk projeleri, yardım etkinlikleri, hedef kitleye yönelik özel kampanyalar ve markanın çevreye, dünyadaki sektörel gelişmelere karşı gösterdiği tavır bile marka sürecini doğrudan etkileyebiliyor.

Markalaşmanın tüketiciler üzerindeki en önemli etkisi, faydalı ürün = marka ürün algısı yaratmakta yatıyor. Kişiler, ihtiyaç duyduğu ürünü bildiği bir markadan almayı ter eder. Bu anlamda markanın görsel yüzü olan logo ve tanıtımlar önem arz ediyor. Basit ve akılda kalıcı logolar ile markalaşma sürecinde tüketicilerin hafızalarında daha kolay yer edinmek mümkün.

 

Profesyonel görüşüm; marka oluşturulurken yavaş ve emin adımlar atılmalıdır. Önce şirketin görünen yüzüyle ilgili çalışmalar yapılmalı ve arından küresel pazarda yer edinmek için kaynakları doğru kullanarak etkili hamleler yapılmalıdır.
Kartvizit-Tasarimi

Kartvizit tasarımı

Kendisi küçük etkisi büyük diye nitelendireceğimiz kartvizitlerin iş dünyasındaki yeri tartışılmaz. Çoğu zaman umursanmayan iş planında sona atılan veya hiç yapılmayan kartvizitler işin doğuş anından itibaren esasında hazır bulunması gereken demirbaşlardan olmalıdır.

Yaptığınız iş, kurduğunuz kuruluş ile sektörde tanınmak, piyasada var olmak için bir kimliğe ihtiyacınız var. Bunun için logo, marka ve kurumsal çalışmalara ek olarak öncelikli adımlardan biri kartvizitlerdir. Kartvizit en başından beri sizin kimliğinizi yansıtacak olan en önemli araçtır. Gerektiğinde yere atılan bir kartvizit dahi yeri gelir reklam olur, iş olarak döner kişiye. Kartvizit bu denli önemliyken, iş dünyasındaki etkisi bu kadar büyükken neden kartvizit tasarımları özensiz olsun ki? Bir tasarımcı olarak kartvizitin olması ve yapılması gerektiğine inandığım kadar aynı zamanda iyi tasarım bir kartvizit taşınması gerektiğine de o denli inanıyorum. Özellikle sanat, tasarım, reklam gibi yaratıcı zekâ ürün işi yapan kişilerin cezbedici, dikkat çekici kartvizit tasarımlarına ihtiyacı var.

Kartvizit tasarımıyla ilgili şöyle bir durum vardır; hazır şablon kartvizitler! Girişimcinin, işletmecinin, marka sahibinin, sanatçının, tasarımcının kısacası her iş yapan kişinin uzak durması gereken şey hazır kartvizit tasarımlarıdır. Zira her yerde görülebilecek hatta birebir aynısı olan kartvizit tasarımlarıyla sektörde ön plana çıkmak zor iştir. Hazır kartvizit tasarımınızla sadece ve sadece bir başka kişiyi/kuruluşu hatırlatırsınız. Kartvizit tasarımındaki ana amaçlar; tanıtım ve kalıcı olmaktır. Şablon bir tasarımla şüphesiz ikisini de yapmak imkânsız. Ben buradayım diyen bir kartvizit tasarımı için cüzi rakamlar ödeyerek şahane kartvizitlere sahip olabilirsiniz. Bu kadar hesaplı ve şık sonuçlu işlemler için lütfen bir profesyonele gidin ve size özel kartvizit tasarımı yapmasını isteyin. Neticede teknolojinin yaygın olarak kullanıldığı, benzer işlerin döndüğü piyasada müşteriyi cezbedecek, sizi farklı kılacak detay tasarımdan geçiyor. Tasarımcı olarak kişiye özel kartvizit, logo veya kurumsal kimlik projesi gerçekleştiriyor ve hem kendi portföyüme yeni bir farklılık hem de müşterimin içinde bulunduğu sektörde farklı olup öne çıkmasını sağlıyorum.

Kartvizit yaptırmaya karar verdiğinizde tasarımcınıza ön bilgi vermeyi, özel olarak istediğiniz şeyleri iletmeyi unutmayın. Kartvizitin başarılı olabilmesi için belli kriterlere uyum sağlaması ve incelikli detaylardan oluşması gerekir. Bir başka yazıda bu konuyu daha detaylı inceleyebiliriz.

Dogru_ambalaj_tasarimi

Doğru ambalaj tasarımı

Ambalaj tasarımı ürünü sattıran en temel unsurlardan biridir. Piyasa baktığımızda birçok marka görüyoruz, hemen hemen her marka üretim yaptığı sektörde birbirine yakın kalitede ürünler çıkarır. Bu ürünleri raflarda farklı marka ve ambalaj tasarımlarıyla görürüz, genellikle ise tanıdığımız, bildiğimiz, güvendiğimiz markanın ürününü seçeriz.

Tüm bu alışveriş davranışlarını yıkmak isteyen yeni bir marka kuşkusuz her detayıyla diğerlerinden sıyrılmanın yolunu bulmalıdır. Peki nasıl? Ambalaj tasarımıyla, reklam ve tanıtım hizmetleriyle, kampanyalarla ve daha birçok yöntemlerle. Düşünüldüğü zaman yapılan tüm çalışmalar ürüne yönlendirme yaptığından akılda kalan son şey ya da zihinlerde yer edinen tek şey ürünün görseli yani ambalaj tasarımıdır. Ambalaj tasarımının önemli olduğunu, temel unsurlar arasında olduğunu bu şekilde görmek mümkündür. Peki, başarılı bir ambalaj tasarımı nasıl olmalıdır? İyi bir ambalaj tasarımı hedef kitleye neler sunmalıdır? Sektörel tecrübemden yola çıkarak inceleyelim;

Ambalaj müşteriyle iletişim kurmalıdır.

Ambalaj üzerinde yer alan tüm grafikler, metin mesajları müşteriye ben buradayım, gel beni al imajı yaratacak bir iletişim kurmalıdır. Hedef kitle ile etkileşim kurmak, ürünün satışını doğrudan etkiler. Tasarımlarımda çoğu zaman bu ürün ambalajında ne olsa dikkatimi çeker, gider alırdım sorusunu kendime sorarım. Cevaplar tasarımımın temelini oluşturur.

Tasarım sıkıcı ve tekdüze olmamalıdır.

Marka yöneticilerinin çizdiği sınırlar doğrultusunda ambalaj tasarımlarında yenilikçi ve etkileyici tasarımlar tercih edilmelidir. Örneğin yeni nesil cips paketlerindeki gülen suratlar başlı başına eğlenceye davet ediyor insanı, sosyal medyada en az bir kez cips paketini yüzüne tutup kocaman gülümseyerek fotoğraf çektiren birilerini mutlaka görmüşsünüzdür. Bu ve bunun gibi ürünün özelliklerine uygun, hedef kitlesini etkileyip onların ilgisini çekebilecek yeni tasarımlar her zaman markanızı bir adım yukarıya taşıyacaktır.

Size özel ambalaj büyük bir artıdır.

Ambalaj tasarımı yaparken öncelikle mevcut ürünü bizzat incelemeyi, muadillerine bakmayı seviyorum. Bu hem ürünü tanımamı sağlıyor hem de tasarım ve form hakkında rakipleri tanıyarak nasıl bir yoldan gitmem gerektiğinin sinyallerini veriyor diyebilirim. Ambalaj tasarımının dışında ambalaj formunun da özel ve kendine has olması çok büyük bir artıdır. Örnek olarak Eti Puf ambalajı, kolanın yıllardır markası haline gelen şişe formu gibi… Bütçeniz dahilinde tasarımdan önce veya tasarımla aynı zaman diliminde ürününüze uygun farklı formlarda ve özgün bir ambalaj formu oluşturmanız, markanız ve prestiji açısından çok büyük bir değer ve artı olarak size katkı sağlayacaktır.

Ambalajda Tasarımında Renk Uyumu

Ambalaj tasarımında renk uyumu

Ambalaj tasarımında ürünü ve vermek istenilen mesajı en doğru biçimde aktaracağımız yollardan biri de doğru renk kullanımıdır. Örnek verecek olursak çikolata ürünleri genellikle kırmızı ve kahverengi gibi sıcak tonlarda tasarlanır, bol fıstıklı bir çikolata ambalajı fıstık tanelerinin olduğu yeşil renkle vurgulanırken, bitter (acı) çikolata için siyah renk tercih edilir. Bu renk tercihlerinin bir nedeni de ambalajın üzerindeki yazıyı okumadan gözle ilk temas edildiği anda ürünün ne olduğunu, ne içerdiğini karşı tarafa en kısa sürede aktarmak ve alım hissini uyandırmaktır.

Ambalaj tasarımında, yiyecek sektöründe yoğun olarak kırmızı renk tercih edilir. Kırmızı renk kişiler üzerinde iştah açıcı olduğundan sadece ambalajlar değil restoran ve fast-food zincirlerinin logo ve tabela tarzı kurumsal tasarımlarında kırmızı renk hakimdir. Elbette kırmızının yarattığı bu algı nedeni ile birbirinin aynısı ambalaj tasarımları ile piyasaya çıkmak çok mantıklı bir hareket olmaz. Rakip analizi yapmak, yenilikçi adımlar atmak, marka ve ürünü her zaman öne çıkartır. Tamamen zıt bir renk kullanarak da yeni bir ürünün kısa sürede insanlar üzerinde etki bırakmasını sağlayabilirsiniz, bunlar tamamen pazarlama stratejisidir.

Ambalaj tasarlarken doğru renkleri kullanmak çok önemlidir. Mesela su şişesi üzerine kırmızı bir etiket tasarımı hazırlarsanız mavi rengin verdiği soğuk, fresh hissiyatından farklı olarak kırmızı renk size sıcak hissi uyandıracaktır, malum sıcakta çok susayan birisi için sıcak hissi uyandıran bir su şişesi hiç de çekici gelmez. Bundan dolayı renkleri doğru yerde ve doğru oranda kullanmanın, ürünün satışta yaşayacağı başarı veya başarısızlık üzerinde yüksek bir etkisi vardır.

 

Ambalajın en temel amacı ürünü korumak, raf ömrünü artırmaktır. İkinci ve ticari amaç ise ürünü tüketiciye göstermek, içeriğini tanıtmak, talep edilip alınmasını sağlamaktır. Dolayısıyla ambalaj hem kaliteli malzemeden oluşmalı, hem de görsel olarak “ben buradayım!” diyerek tüketiciye seslenmelidir.

Bir market reyonunda gezerken sizi aniden durduran ve daha önce kullanmadığınız bir ürünü incelemenize belki de almanıza sebep olan o kısacık anın temel nedeni ambalajın tasarımı veya renkleridir. İlk beş saniye ambalajın tüketici ile iletişim kurması açısından önemlidir, bu noktada tasarımcılar olarak ambalajı oluştururken sadece renkleri kullanmak değil yaratıcılığımızı da kullanıp ortaya farklı, yeni ve ilgileri cezp edecek bir ambalaj tasarlamak düşüyor.

Daha önce “Ambalaj Tasarımı Nasıl Olmalıdır?” isimli blog yazımda ürün – ambalaj – tüketici ilişkisi hakkında bilgi verip, iyi bir ambalajın nasıl olması gerektiğine değinmiştim. Ambalaj için ana etken renk olsa da yaratıcılık ile mutlak suretle desteklenmesi gerektiğini bir kez daha belirtmeliyim.

kurumsal-kimligin-onemi

Kurumsal kimliğin önemi

Bir insan için kişisel imzası ne kadar önemli ise bir kurum için de kurumsal kimlik o kadar önemlidir. Kurumsal kimlik, içerisinde görsel ve işitsel iletişim ögeleri başta olmak üzere birçok farklı ögeyi içinde barındıran genel ve geniş bir imaj çalışmasını tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Kurumsal kimlik bir firmanın logosundan sloganına, renklerinden stand tasarımlarına, antetli kağıtlarından çalışanlarının kullanacağı kartvizitlere kadar her şeyi kapsayan ve şirketin imzası haline gelen bir imaj çalışmasını kapsar.

Bir kurumsal kimlik, şirketin amaçlarını, tarihini, hitap ettiği kitleyi, ideallerini, sunduğu ürün ve verdiği hizmetleri, sektöründeki konumunu ve hedeflerini kısacası şirket hakkında akla gelebilecek her şeyi en etkili ve en kısa yoldan hedef kitleye anlatmayı amaçlamaktadır.

Bir başka deyişle, bir şirketin kuruluş felsefesi eğer sahip olduğu kurumsal kimlikten anlaşılıyor ve insanlar bu şirketin duruşlarını ve davranışlarını kurumsal kimliğinden yola çıkarak kestirebiliyorsa, bu kurumsal kimlik çalışması başarılı olmuş demektir.

Başarılı bir kurumsal kimlik çalışması, şirketin başarılarında en büyük pay sahiplerinden biri olur. Şirketin sektörel konumunu, karakterini ve imajını gözler önüne serer. Şirketin hitap ettiği hedef kitle üzerinde bir güven duygusu oluşturur ve onların akıllarında kalmayı sağlar. Ürün ve hizmetlerin kalitesi hakkındaki şüpheleri giderir.

Kurumsal kimliğin önemli yanları arasında şirketin sahip olduğu özellikleri hedef kitleye en etkili yoldan aktarmasıdır. Örneğin dinamik ve yenilikçi bir şirket kurumsal kimliğinde kullanılacak dinamik renkler, sloganlar ve diğer ögeler ile bunu hedef kitlesine kolaylıkla aktarabilir. Ayrıca bir şirket kurumsal kimliğindeki başarısına oranla sektöründe başarıya ulaşır ve rakiplerinden o ölçüde ayrılarak akıllarda kalan bir marka haline gelir.

Son zamanlarda gittikçe önem verilen kurumsal kimlik çalışmaları, profesyonel grafik tasarım uzmanları tarafından yapılmaktadır. Tüm şirketler, kurumsal kimlikleri için bir grafik tasarım uzmanından profesyonel biçimde yardım almaktadır.

 

Eğer siz de sektördeki rakiplerinizden sıyrılmak, ürün ve hizmetlerinizi daha çok kişiye ulaştırmak ve sektörünüzde bir marka haline gelmek istiyorsanız, kurumsal kimlik çalışmanızı tamamlamalı ve yolunuza güvenle devam etmelisiniz.